AVCI PALAVRASI
Avcı palavrası
Avcılar toplanmış, yine palavra atıyorlarmış. Çok yaşlı birinin de canı çekmiş. Bir tanecik de ben patlatayım demiş: ‘‘Bir gün üstüme tam üç tane aslan saldırdı. Birini vurdum ama kurşunum bitti. Birinin de kafasını dipçikle dağıttım. Bu sefer de tüfek kırıldı. Üçüncüsü beni kovalamaya başladı... Kaçtım... Kaçtım... Ama arslan peşimi bırakmıyor!..'' Arkadaşları: ‘‘Ağaca çıksaydın!'' demişler. Ama yaşlı avcı, öyle kolayca kurtulmayı kendine yedirir mi?.. ‘‘Etrafta ağaç, mağaç yok!.. Önüm uçurum, arkam arslan... Derken, dar bir köprüye rastladım. Hemen daldım. Ama bir de ne göreyim?.. Köprünün yarısı yıkılmış. Aşağısı 300 metre uçurum... Sap gibi yıkık köprünün ortasında kalakaldım. Arslan da üstüme geliyor... Geldii!.. Geldiii!.. Geldiii!..'' İhtiyar aşka gelip kendini öyle bir zora sokmuş ki, kurtulmanın mümkünü yok. ‘‘Geldi!.. Geldii!..''ler uzayınca, arkadaşları öyküyü kısa kesmek için: ‘‘Eee!.. Sonra ne oldu?'' diye soruvermişler. Duruma çare yetiştiremeyen ihtiyarcık ne yapsın: ‘‘Sonra arslan beni yedi!'' demiş. ‘‘Amma da attın haa!.. İşte yaşıyorsun...'' İhtiyarcık, titreyen eline, ayağına bakıp boynunu bükmüş. ‘‘Buna da yaşamak mı denir be.